المعنى | النص الاصلى |
عامة | إِسْتَعْرَضَا العَلاَقَات الثُّنَائِيَّةَ بَيْنَ البَلَدَيْنِ | iki ülke arasındaki ikili ilişkileri görütüler |
كلمات قريبة
مصطلحات | المعنى | النص الاصلى |
عامة | لحم | goşt ( kür ) |
عامة | ما رأيكم | görüşünüz nedir |
عامة | بِلاَ رَوِيّةٍ | düşüncesiz , basiretsiz , ön görüsüz |
عامة | وَمَأ إِلَيْهِ : أَشَارَ | ona işaret etti , ima etti , göserdi |
عامة | يدرس المسؤولون مطالب قراصنة الجو الذين خطفوا الطائرة | yetkililer uçağı kaçıran korsanların isteklerini görüşüyorlar |
عامة | نعم اشاهدها | evet onları görüyorum |
عامة | نعم اُشاهده | evet onu görüyorum |
عامة | إني أراه في محلات عديدة او مختلفة | onu ötede beride görüyorum |
عامة | آلِفٌ (ج) أُلاَّفٌ (م) آلِفَةٌ (ج) آلِفاتٌ و أَوَالِفُ : | herkesle görüşüp ülfet eden , girgin |
عامة | أَلُوفٌ (ج) أُلُفٌ | herkesle tarafsızca görüşüp ülfet ve ünsiyet eden adam , ülfet ve ünsiyete ziyade meyyal ve alışık olan |
عامة | إِسْتَبَدَّ : إِسْتِبْدَاداً من إِستَبَدَّ بِرَأْيه فقد هَلَكَ | bağımsız ve başlı başına olmak , yalınız başına olmak , yalınız başına hüküm etmek , despotluk etmek , diktatörlük etmek , kimseye tanışmaksızın kendi görüşüylehareket etmek , kendi bildiğine gitmek , bildiğinden şaşmamak , kimsenin sözüne kulak vermemek |
عامة | لِيُعْلِنْ كُلٌّ مِنْكُمْ رَأْيَهُ | herkes görüşünü bildirsin |
عامة | أَبْدَتْ المَحْكَمَةُ رَأْيَهَا | mahkeme görüşünü belirtti |
عامة | فَرَضَ رَأْيَهُ عَلَيْهِمْ | onlara görüşünü dayattı |
عامة | فَرَضَ رَأْيَهُ بالقُوَّةِ | görüşünü zorla dayattı |
عامة | آنَسَ : مُؤَانَسَةً | biriyle görüşüp ülfet ve ünsiyet etmek , birine yumuşak ve nazikane muamele etmek , okşamak , teselli etmek , uysal kılmak , uysallaştırmak |
عامة | فَرَضَ رَاَيْهُ عَلَي الآخَرِ بِالقُوَّةِ | görüşünü başkasına zorla dayattı |
عامة | فَرَضَ عَلَيْهِ رَأْيَهُ بِالقُوَّةِ | ona görüşünü zorla dayattı |
عامة | مرئي نظارة الشيئ | bir kimsenin görüşünü gösteren |
عامة | فَرَضَ عَلَيْهِ رَأْيَهُ بِالقُوَّةِ | ona zorla görüşünü dayattı |
عامة | بَرْزَةٌ | güzellikleri zahir kadın , isabet - i rey ve akıl ve tedbir ve ifletle mütearife olup kavmin umur ve çıkarları zımından erkeklerle görüşür ve erkekler kendisine müracaat eder olan yaşlı kadın , dağ geçidi , boğaz |
عامة | وَاضَعَ فُلاَناً الرّأْيَ | filana görüşünü beyan etti , açıkladı |
عامة | أَخَذَ بِ .. | görüşünü benisedi , kabul etti , ile başladı |
عامة | أَبْدَي رَأْيَهُ فِي هَذِهِ المَسْأَلَةِ اي عبّر عنها | bu meselede görüşünü belirtti , dile getirdi |
عامة | بَلْطَجَةٌ | kendi fikrini ve görüşünü zor kullanarak başkasına kabul ettirmek , kabadayılık , zorbalık |
http://www.almaany.com/ar/dict/ar-tr/
No comments:
Post a Comment